S.A. Arkadaşlar,
Uzun süredir okuduğum/takip ettiğim yazarlardan belirli konularda notlar alıyorum. O notları zaman zaman dönüp gözden geçiriyordum. Bunları bir seri olarak paylaşmayım belki başka okumak isteyenler de olur dedim. Bugünkü konumuz girişim üzerine, notları aldığım yazar ise Celil Bozkurt'un "Girişimim Nasıl Battı?" adlı serisinden. Kendisini uzun yıllar önce tanıdım ve bu konuda çok güzel içerikler üretiyor. Notları hiç düzenlemeden kopyala-yapıştır olarak aldığımı tekrardan belirtmek isterim. Yazıların tamamını okumanızı naçizane tavsiye ederim. Hazırsak başlayalım.
- Sürecin sonunda, girişim şirketlerinin %85’inin başına gelen sonuç bizim de başımıza geldi. (Kimi verilere göre 75 kimilerine göre 90 oranına kadar bile çıkabiliyor, ama gerçek olan bir şey var ki çoğu maalesef ayakta kalamıyor, zor süreçler, ama şahsi fikrim başarısız olunsa dahi bir süre sonra tekrar deneyebilmek gerekiyor.)
- Çevremde gördüğüm birçok girişimci bir soruna çözüm getirmek için değil, daha fazla gelir elde etmek için girişim kuruyor. (Maalesef özellikle bu sayı daha fazla olabilir, ama yine maalesef ki çok da suçlayamıyorum insanları ...)
- Sevdiğiniz fikir için değil, hayran olduğunuz fikir için girişimci olun. (Birkaç defa sevdiğimiz fikir için uğraştık ama gerçekten de hayran olduğunuz fikir ve onu yorulmadan götürebilecek bir takım çok önemli)
- Prototipinize veya ürününüzün ilk haline sadece ve sadece gerekli özellikleri ekleyin. (Kesinlikle, yoksa bitmiyor. "Çıktığınız üründen utanmıyorsanız geç kalmışsınız demektir")
- En az özellik ve en hızlı zamanda ürün çıkartıp fikrin uygulanabilirliğini test edin.
- Ürünün ilk sürümünde hedef kitlenize uygun az ama uygulamanızı seven kullanıcılar bulmaya başlayın.
- Girişim şirketimizde kullanıcıların sıklıkla dile getirdiği bir özelliği ürüne eklediğimizde organik büyüme rakamlarında değişiklikler olduğunu test etmiştik. Fakat buna rağmen kullanıcı odaklı düşünmeyi prensip haline getirememek en büyük hatamızdı. (Bir arkadaşım da reklam vermedikleri sürece uygulamalarının kullanılmadığını söylemişti, o yüzden organik büyüme gerçekten çok önemli)
- Girişimci, inandığı fikir için yetenekli insanlardan ekip oluşturan kişiye denir. (Yetenek önemli ama sabır ve uyum bence çok daha uyumlu)
- Türkiye’de insanların ortaklık konusunda genellikle sıkıntılar yaşadığını görüyorum. Yanlış bir şekilde sahip olduğumuz “patron” ibaresi ortaklık kurmamızda veya kurulan ortaklıkların devam etmesi konusunda bize büyük sıkıntılar yaşatabiliyor. Bunun kötü bir gelenek olduğunu ve kırmanız gerektiğini söylemek zorundayım. (Hiç bu aşama kadar gelemedik, ama insanlar ilişkileri hep çok zor olmuştur.)
- Bir girişimin sağlıklı olarak yürüyebilmesi için en az 2 kurucu ortak gerekli. Bu rakamın 3 ya da 4 olması da ideal. 4'den fazla kurucu ortağı olan şirketlerde hedef farklılıkları olabildiği gözlenmiş. (2 kişi için karar almak güç iken, 3 kişide ise 2'ye 1 kutuplaşma tehlikesi var.)
- Kurucu ortağınızı mümkün olduğunda eksik olduğunuz konularda uzman kişilerden seçmeye çalışın. Bunun için ekosistemde dolaşan en ideal öneri hacker, hipster, hustler üçlüsüdür. (Başlıngıç için bizimkiler genelde yazılımcı oluyor :)
- Kurucu ortaklarınızı öyle bir seçmelisiniz ki, şirketiniz hiç kimseyi işe almadan bile ürününü müşterisine ulaştırabilme gücüne sahip olsun. (Özellikle yazılımcı kısmı için ürünü pazarlayan ve piyasayı bilen biri olmazsa olmaz.)
- Özellikle ilk çalışanlara belirli oranlarda hisse vermeniz kişilerin maddi anlamda kendilerini güvende hissetmelerini sağlar. (Mantıklı ama Türkiye şartlarında pek gerçekçi değil.)
- Hızlı düşünün, hızlı tartışın ve hızlıca çözüme gidin. (Startup'ların belki en güçlü yanı hızlı olabilmeleri.)
- Uzun toplantılardan, araya girebilecek gereksiz işlerden kurtulun.
- İlk 1 yıl içerisinde ne kadar paraya ihtiyacınız olduğunu hesaplamaya çalışın. Nereye ne kadar harcama yapacağınızı madde madde listeleyin. (İşten istifa etmeden bu işleri yürütmek son dönemlerde daha popüler ama çok da yorucu)
- Yatırımcıyı para veren kişi olarak görmek son derece yanlıştır. (Üzülerek söylemek zorundayım ki öyle)
- Sektörü iyi bilen ve deneyimli bir kişiden yatırım almak aynı zamanda o kişiyi şirket yönetimine dahil etmek demektir. Bu da onun deneyim ve tecrübelerinden faydalanarak şirketi daha iyi bir konuma getirebileceğiniz anlamına gelir.
- Kendi özsermaye kullanımının girişim şirketlerinde sadece ilk başlarda ya da belirli bir seviyeye kadar olması gerektiğini söyleyebiliriz.
- Girişim şirketleri para amacıyla kurulamaz, kurulmamalıdır. Amaç para olmamalı !!
- Ürünü ortaya çıkarmak için 1 tasarımcı ve 1 yazılımcıya ihtiyacınız olsun, ürün ortaya çıktıktan sonra ürününüzü satabilmek için de 1 satış uzmanına ihtiyac var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder