25 Şubat 2024 Pazar

Yine Aynı Film: Sene Sonu Geyikleri

     S.A. Arkadaşlar,

    Geçen yılı oldukça verimli geçirmeme rağmen son dönemlerde çok kendimi zorlasam da nedense bir türlü bir yazı ortaya çıkmadı. Aslında aklıma birçok konu olmasına rağmen neden böyle olduğunu çözemedim neyse ki şimdi giriş yapabiliyorum, umarım devamı gelir. Bu yazının konusu malum yılbaşı olaylarından sonra (genelde benzer şeyler yaşanır :) şirketinizin size verdiği zam oranı sonrası bir arayış başlar, bu neticelenir genelde, şirket öncesinde ya belirli vaatler bulunmuştur ya da bulunacaktır (bazen zam oranını yükseltir) ama diğer tarafta da gerçekler duruyor. Bugün hassas olabilecek bir konuyu konuşabileceğiz. Hazırsanız buyurun.

    Konuyu mümkün mertebe şahsımın dışında değerlendirmeye çalışıyor olacağım (Anlatılanlar hayal tamamen hayal ürünü değildir, duyulan yaşanılan gerçek hayattan kesitlerdir). 

    Bir iş yerinede çalışıyorsunuz ve çok da mutlusunuz, şirketle belirli bir seviyede uyumu yakalamışsınız, ekibiniz güzel, toksik olmayan bir ortam var ve orada devam etmeyi istiyorsunuz. Buna karşılık yıl sonu yaklaşıyor, ufak ufak mırıldanmalar başlıyor (hepinizin bildiği klasik döngüler), beklentiler vs derken yine Ocak sonu çatıp geliyor (neden ısrarla son gün son haftaya kadar bekleniyor, inanın onu da anlamış değilim, anlayan birileri varsa dinlemek isterim). Geliyor gelmesine de bombayla birlikte geliyor :) 

    Zamlar açıklanıyor, beklentinizin çok dışında, nispeten akıllı olanlar (artısı eksisi tartışılır) yeni teklifleri değerlendirmiş ve gitmiş ya da gitmeye çok yakın olanlardır, geriye kalanlar ve eski tecrübelerinden ders almayanlar ise yine aynı döngüyü yaşamaya başlamışlardır. 

    Şirkette mırıldanmalar başlayınca ya da başlamadna belirli mevkilerle çalışanı ikna etmeye çalışır, bu mevkinin de gazı bir süre belki devam eder, belki devam etmez tam aksine bir etki de meydana getirebilir. Şirket tabii ki boş durur mu, önce güzel bir acıtasyon ve ardından da sonraki dönemlerde daha iyi zam ve maaşlar vereceğini vaat eder (bu satırları okuyan birçok okuyan insan evet ya aynısı diyor mu yoksa bu benim hayal ürün mü?) ve hiçbir şey olmamış gibi yaparak hayatına devam etmeye çalışır. 

    Aynı şeyi daha önce duyan çalışanlar önce bir sinir hışımla ya sert sözler söyler veya susarak belirli platformlardan özgeçmişler düzenlenerek yeni iş arayışlarına başlanır. 1-2 hafta şirkette doğru düzgün iş yapılmaz, herkes aynı konuları kendi arasında konuşur, konuştukta sinirlenir, sinirlendikçe konuşur. 1-2 hafta geçer herkes ufak ufak temposuna döner, şirket bu halden memnun, çalışanlarını tutabilmiştir ya da tuttuğunu sanmıştır.

    Güncellenen özgeçmişlerle birlikte çalışanlardaki zihinsel kopuş çoktan yaşanmıştır, her ne kadar işini yapmaya çalışsa da o artık batan gemiyi terk etmenin peşindedir, belki hızlı belki yavaş ama zihinde kopuş çoktan yaşanmıştır bile. Şirketin çok umrunda olduğunu sanmıyorum çünkü o hale bir şeylerin yolunda olduğunu sanıyor veya öyle olduğuna inanmak istiyor.

    Şubat ortası itibariyle ufak ufak mülakatlar ayarlanır, görüşmeler yapılır, süreçler yavaş ilerliyordur bazen, bazen ise çok hızlı, o döneme, şirkete, kişinin ne kadar hızlı iş değiştimek istemesine ve daha birçok parametreye göre değişikenlik gösteriyor.

    Mülakatlar olmaya başladıkça zihinsel kopuş hızlanıyor, zaten bir kere o özgeçmiş güncellendi mi maalesef o işi geri dönüşü pek mümkün olmuyor, oluyorsa da bilinçaltındaki o düşünce gitmiyor, çünkü artık kendisi de biliyor ki 6 ay veya 1 yıl sonra yine benzer şeyler olacağını...

    Mart başı gibi süreçler olumlu giderse ufak tefek hareketlenmeler olur ve herkes kıvılcımın ilk nereden geleceğini bekliyordur. Zincirin en zayıf halkasının kopması artık an meselesidir. Zincir koptuğunda hiç beklenmediği şekilde dağılış baş gösterir. (İnanın buna birçok kez şahit oldum)

    Şirketler buna karşı reaksyion alamaz mı peki? Çok hızlı bir şekilde kişi bağımsız reaksiyon alan 1 tane firmaya denk geldim ben açıkçası, kişi başlı reaksiyon yapmayı deneyen firmaları daha çok duydum. O çalışanı kaybetmemek için zam oranını yükselten veya kıdem veren veya aman sen gidersen yerine başkasını alırım diyen firmalar da azınlıkta değil. Şahıs bazlı aksiyon alan firmaların çözümü de çok kalıcı olmyuor açıkçası eğer yaptıkları hatalardan ders almazlarsa (hatalarından ders alanları da duydum)

    Konu biraz duygusal, öyle derler sektörde :) herkesin arkadaş çevresinde konuştuğu ama yüksek sesle dile getirmediği ya da getirmek istemediği, getirenlerin de linçlendiği bir ülke burası :)

    Konuyu sonuca bağlayamadım diye düşünüyorum, nasıl bağlayayım ki, her insan/şirket farklı bir dünya, umarım dünyanız güzel olsun, ahiretiniz daha da güzel, vesselam.

    "Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir gazap nedenidir." (Saf, 61/2-3)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder