S.A. Arkadaşlar,
İş aramaya başladınız, onlarca mülakata giriyorsunuz, şirketler de onlarca kişi ile görüşüyor bu süreçte. Haklı olarak herkes kendisi için en iyisini bulmaya çalışıyor. Çalışan için rahat olduğu yeri bırakıp yeni bir işe başlamak büyük bir risk iken, şirket için ise bulduğu çalışanın aradığı çalışan olmaması ise büyük bir risk. Peki bu risklerin en azından azalması için birbirimize yardımcı oluyor muyuz? Bu konuda yeterince dürüst müyüz? Hadi başlayalım.
Geçenlerde bir arkadaşım mülakatlara giriyor, bana da süreçten az çok bahsediyordu. Bu arkadaşım genç olmasına rağmen kendini oldukça iyi geliştirmiş, güncel teknolojileri takip edip farklı projeler geliştirmiş biri. Mülakat yaptığı şirket de bu minvalde sorular sorunca (yeni teknolojileri içeren sorular) arkadaşım da baya mutlu oldu, kendisini geliştirebileceği bir yere gideceği için. Mülakat tamamlandı arkadaşıma olumlu sonuç döndüler ve ilk iş günü arkadaşımdan bir mesaj daha. Mülakatlarda sordukları sorularla alakalı neredeyse hiçbir iş yapmıyorlar içeride, dedi. Yani işin özü hayaller ve hayatlar gibi oldu. Şimdi bu konuyu kendimizce irdelemeye çalışalım. Öncelikle şirketin neden böyle bir şey yaptığını veya yapmaya çalıştığını anlamaya çalışalım. Eğer şirket gerçekten çalıştığı teknolojileri söylese muhtemelen çalışan bulmakta zorlanır diye böyle bir yöntem seçmiş olabilir veya daha iyimser bir fikir yürütmek gerekirse alacağımız çalışan iyi olsun, güncel teknolojileri de bilsin, ileride bu şekilde ilerleyebiliriz (şuan bunun emareleri gözükmüyor) veya daha farklı bir şey düşünmüş olabilirler. Bunlar çok da anladığım şeyler değil maalesef.
Bununla ilgili benim başıma gelen ufak bir örnek de anlatmak isterim. Daha önce ben de doğal olarak farklı mülakatlara girdim. Özellikle son dönemlerde bol bol mikroservis, docker, CI/CD, jenkins minvalinde çok sorular geliyor. Elimizden geldiğince bildiğimizi cevaplamaya çalışıyoruz, bilmediğimize de bilmiyoruz diyoruz. Tüm sorular cevaplandıktan sonra soracağınız sorular var mı dediklerinde bu sefer de ben onlara soruyorum. Siz içeride hangi teknolojileri kullanıyorsunuz, projeleriniz nelerdir ama maalesef bir çoğu bu sordukları teknolojileri kullanmıyorlar. Ya lafı eveleyip geveliyorlar ya da önümüzdeki süreçte geçmeyi düşünüyoruz gibi cevaplar veriyorlar.
Şimdi olan oldu, kişi işe girdi ve beklenen şeylerin karşılanmadığını fark etti (bu illa teknoloji seçimi olacak diye bir şey yok, işe girdikten sonra birçok konuda beklentiniz karşılanmamış olabilir). Bundan sonra ne yapacağınız önemli, bu konuya döneriz, ama çalışan ne yaparsa yapsın şirket o işten kayıplı olarak çıkacaktır. Neden mi böyle söylüyorum. Çünkü çalışan ya mutsuz olur, mutsuz bir şekilde iş yapar (bu satırları yazarken sektör o kadar hareketli ki bu düşük bir ihtimal) ya da en kısa sürede iş değiştirmenin hazırlıklarını yapar. Seni benimseyip oraya kafasını vermeyen bir çalışandan da ne beklersiniz, takdiri sizlere bırakıyorum.
Bununla beraber benzer süreçler devam etti ve iş yerine başladıktan birkaç ay içinde şirket teknolojisini değiştirdi. Sadece örnek olması açısından Angular'dan React'e geçti veya backend olarak Nodejs kullanılırken .Netcore kullanmaya karar verdiler. Bu, duruma nasıl baktığınıza göre değişebilir. Yine farklı durumlar için farklı cevaplar olabilirken, ilk duruma göre nispeten daha güzel bir durum olduğunu düşünüyorum. Uzman olduğunuz alan dışında bir konuda geliştirme yapmak güzel olabilir. Yeni bir teknoloji öğrenmiş olursunuz. Hiç fena bir fikir gibi gelmiyor. Tabi şirketin de bunun bilincinde olması şartıyla, aksi haksızlık olur zaten. Bazen de yazılımcı iyi olduğu alanda daha da uzmanlaşmak isteyebilir bu da kabul edilebilir(bknz) bir durum veya rahat olduğu alanı terk etmek istemeyebilir.
Bu olayın çok benzeri benim başıma geldi. 2 ay Java ile kodladığımız projeyi çöpe atıp .Net ile devam etme kararı aldık, çok radikal bir karar gibi görünüyor değil mi :) Ben de o zamanlar Java ile kodluyordum. .Net ile devam etmek ister misin diye sordular, o anki sebepleri gözden geçirerek kabul ettim. Dönüp bakınca da iyi ki de kalmayı seçmişim diyorum. (Her ne kadar diller, framework'lar araç desek de bir dildeki uzmanlığın önemini de es geçemeyiz.) Şuan benzer bir durum olsa kabul eder miyim, eğer işe başlamadıysam muhtemelen kabul etmem, başladıysam ekip ve dile göre değişir.
Muhtemelen bir çok yerde görmüşsünüzdür, iş mülakatlarında sorulan sorular ve iş yerinde yapılan işler diye farklı farklı karikatürler yapıyorlar. Bu her ne kadar işin kısmi doğası olsa da bu kadar keskin farklılıkların olması en hafif tabiriyle hayal kırıklığı.
Peki ilk gün işe gittik ve böyle bir durumla ile karşılaştık, biz ne yapmalıyız? Bunun net bir cevabı olmadığını düşünüyorum. Mekan, zaman, durum ve kişiye göre cevap değişecektir. Yani hemen o gün istifa ederim diyenler de olacağı gibi, yeni bir iş buluncaya kadar idare ederim diyenler veya farklı farklı fikirler elbette olacaktır. Yeni mezun bir yazılımcı en azından çevre yapmak veya sektöre girmek açısından kısmen katlanılabilir bir durum olmakla beraber daha deneyimli bir yazılımcı "elimi sallasam ellisi var" diyerek farklı bir yönelişe girebilir. Başka bir seçenek de verdikleri maaş iyidir, birkaç ay idare edeyim diyebilirsiniz, burada uyaracağım şey ise o rahat ortama alışıp kendinizi ortama kaptırmamanız olacaktır. Dediğim gibi bir çok durum var. Herkesin başına farklı farklı durumlar gelmiştir. Bunları da yorumlarda belirtebilirsiniz.
Dürüst olmak gerekirse ben genelde temkinli davranmayı severim, ani kararlar almayı pek tercih etmem, bu konuda keskin şeyler söylemekten de çekinirim. O yüzden benim şahsi fikrim daha iyi bir iş buluncaya kadar devam etmek olacaktır. Zaten iş çalışıyorken aranan bir şey olmalıdır. Aksi halde "işsiz insana" kıymetsiz gözüyle bakmak moda olan nahoş bir davranıştır.
Biraz da öbür taraftan bakalım. Şirket tüm süreçleri güzel bir şekilde yönetiyor, bir çok aday ile görüşüyor. İnsan kaynakları, verilen ödevler, yapılan sınavlar, teknik mülakatlar(1, 2) diye devam ederken kendisi için en iyi çalışanı aldığını düşünüyor. Her ne kadar eleme de yapsa bir bakıyor ki, gelen çalışan ödevi birine yaptırmış ya da biriyle yapmış, sınavı başka bir arkadaşıyla beraber geçmiş ve teknik mülakatta da bazı soruları ezberleyerek veya bildiği kadarıyla cevaplayarak işe girmeyi hak eden kişi olmuş. Sonrası şirket için de hayal kırıklığına dönüşebiliyor maalesef. Şirket da çalışanın kendisi için uygun olmadığını anlayınca kadar 1-2 ay gibi bir süre geçer. Son aşamaya geldiği diğer adayları arar o çalışanlar da iş bulmuş oluyor genellikle ve maalesef her şey sil baştan, büyük bir maliyet...
Bu konudan hem şirketlerin hem de çalışanların müzdarip olduğunu düşünüyorum. İki tarafa da düşen başta acı bir tadı olsa da sonucu güzel olan dürüstlükten vazgeçmemektir.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bize hile yapıp aldatan da bizden değildir."
(Müslim, Îmân 164, Fiten 16. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû 50; Tirmizî, Büyû 72; İbni Mâce, Ticârât 36)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder