29 Ocak 2023 Pazar

Bir Geliştiricinin Windows'tan MacOS'a Geçiş Hikayesi

      S.A. Arkadaşlar,

      Çok da uzun olmayan bir aradan sonra yine birlikteyiz. Bu yazımız dolaylı yoldan teknik sayılabilecek bir yazı olacak. Başlıktan da anlaşılacağı üzere Windows'tan MacOS'a geçişimde karşılaştıklarımı anlatmak istedim. Arkadaşlar 10 günün sonunda alışacağımı söyledikleri için yazının olgunlaşması için biraz bekledim :) Tam alışabildim mi emin değilim ama eskiye oranla daha iyi tabii ki. Hazırsak başlayalım...

    Öncelikle bu konuya nasıl karar verdim ile başlayalım, aslını söylemek gerekirse bu bir tercih değil, zorunluluktu. Uzun süredir linux tarafına geçmek ve UI kullanımını azaltmak aklımda olan bir şeydi, fakat bu bir türlü nasip olmadı. Sıralanacak bir sürü şey olabilir ama birçoğu bahaneden öteye geçemez belki de, ama yeni işimle birlikte şahsıma sorulmadan gönderilen Mac ile bu yolculuk başladı. 

    Birçok zorluk ile karşılaşsam da ilk yaşadığım zorluk "@" işaretini aramaktı :) Kendimi kötü hissettim, sonradan fark ettim ki bunu yaşayan bir tek ben değildim, az da olsam içim rahatladı. Ufak bir arama ile buna çözüm bulduk neyse ki...

    Sonra yaşadığım ve belki de daha sancısı devam edecek diğer bir şey ise IDE oldu. Yıllardır VS kullanırken bir anda bundan vazgeçmek çok da kolay olmadı. "VS for mac" var dediğinizi duyar gibiyim, ama Rider için lisans olunca buraya da bir geçiş yapmaya karar verdim. Çok önceleri İntellij ile çalışmış olsam da bunun üzerinden yıllar geçmişti. Kurulumu yaparken neyseki VS kısa yollarını kullanmak ister misiniz diye bir seçenek çıktı. Burada bir an duraksadım, ama daha fazla riski göze alamayıp en azından bu konudaki alışkanlarımı değiştirmeyeyim diyerekten bu ayarları kullandım. Nispeten bu kısa yolları kullanarak rahatladım diyebiliriz. Bu paragrafı yazdıktan kısa bir süre sonra Rider ile hiç hoş olmayan bir deneyimim oldu ve Xamarin projesini sürekli senkronize etmeye çalıştığı bir döngüye girdi, bunu bir şekilde çözmeye çalışsam da karın ağrısı oluşturdu bende, "vs for mac" kurup aynı projeyi hiç sıkıntı yaşamadan ayağa kaldırdım. Bu tür sancılı süreçler maalesef yaşıyor, o yüzden şuan Rider'e karşı maalesef bir ön yargım oluştu, bunu kırabilecek miyim zaman gösterecek...

    Bir başka yaşadığım sorun ise "brew" kurulumu oldu, bunu daha önceden duymuştum açıkçası. O yüzden kurulumu çok zor olmadı benim için, ama bir gün sonra kurduğum bütün ayarlara nedense ulaşamaz oldum, şaşırdım, çünkü bir gün önce bunları kurmuştum. Bu ayarları 1-2 defa kurduktan sonra set ettiğim bazı bilgilerin bilgisayarı kapattıktan sonra gittiğini fark ettim, o yüzden kalıcı bir çözüm olarak ".zshrc" dosyası içerisine kaydetmek buldum. Bu dosya başlangıçta olan bir dosya değil, oluşturup içeriğini düzenlemeniz gerekmektedir. Bununla ilgili da alıştığımız sağ tıkla dosya oluştur gibi bir komut olmadığı için "touch" ve ardından "open" komutlarını kullanarak yaptım.

    Bir diğer sıkıntıyı ise fiziksel olarak yaşıyorum. Command tuşunun alışık olduğumuz yerde olmaması. Belki bilirsiniz bazı laptop modellerinde "fn" ve "ctrl" tuşlarını değiştirdiklerinde bile ne zorluk yaşıyorduk, hatta ben çoğu zaman ayarlardan "ctrl" tuşunu en sol aşağı tuş olarak atıyordum, burada ise "space" tuşunun hemen yanında ve oldukça zorlanıyorum. Bunun da çözümü yine klavye ayarlarından yapılabiliyor. Özel tuşlara istediğiniz diğer özel tuşu atayabiliyorsunuz. Bunu denedim ama nedense ısınamadım, çünkü bazı uygulamalarda çalışmayabiliyor, bu da kafa karışıklığına sebebiyet verebiliyor. O yüzden varsayılan haline getirdim.

    Ayrıca "fn" tuşlarının olmaması (aslında varmış, soa aşağıda "fn" tuşuna basılı tuttun mu yukarı bütün "fn" tuşları gözükmektedir) , delete tuşunu çoğu zaman arıyorum (Bendeki mac küçük olduğundan yokmuş, daha büyük klavyeli mac'lerde bu özellik vermiş deniliyor). Şu yazıyı yazarken bile kaç defa sağdaki karekteri silmek istedim, elim "delete" tuşuna gidiyor istemsizce, daha sonra bir sağa geçiyorum ve öyle siliyorum. Muhtemelen bunların da çözümleri vardır zamanla öğreneceğiz. Klavye kullanan ve bu taşları "map" eden arkadaşlar varmış, o da bir çözüm olabilir, ama ben genel olarak bilgisayarla birlikte herhangi bir donanım kullanmayı sevmiyorum, o yüzden ben sıcak bakmıyorum ama tercih edilebilir bir seçenek.

    Bulunduğum dizinde terminali açamamak başka bir problem. Araştırdım bunun çözümü var, klavye ayarlarından servis tarafına geçip "finder" içinde buna izin ver gibi bir seçenek var, buna kısayol atadıktan sonra istediğiniz klasöre tıklayarak o atadığınız kısayola tıklıyorsunuz ve terminal bulunduğunuz yolda açılmış oluyor.

    Büyük pencelerin simge durumuna geçmemesi de alışmakta zorlandığım bir durum. Önce küçültüp sonra simge durumuna geçiyorum. Bunu yapmak saçma farkındayım ama alışkanlıkları yenmek o kadar kolay olmuyor. Yoksa istediğiniz tarafa hızlı bir şekilde geçmenin farklı yolları var ve bunlar oldukça pratik.

    Bir diğer şey farenin hareketi yönü. Bildiğiniz üzere Windows ile ters çalışıyor, onu eskiden de biliyordum, ama yine de fare ayarlarından hızlıca değiştirdim. İnsanın gözü, kapatma ve simge durumuna küçültme tuşlarının sağa almasıyla ilgili bir ayar arıyor açıkçası ama şuan için öyle bir şeye rast gelmedim. 

    Özetlemek gerekirse, karşılaştığım bazı zorluk veya noktaları paylaşmak istedim. Kullanan arkadaşların abarttıkları kadar güzel bir ortama rastlamadım açıkçası. Gerçekten güzel özellikleri var, ama eksiklikler de yok değil. Genel olarak fikirlerim böyle, kullandıkça bu fikirlerde bir değişim olup olmayacağını belki aylar sonra tekrardan yazıyı okuduğumda anlayacağım...

    Yazıyı ilimle ilgili bir hadisle bitirelim.  
İlmin azalması, cehaletin meydan alıp yayılması kıyamet alâmetlerindendir. 
(Buharî, Kitabu’l-İlm, 23)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder